27 Şubat 2007

Yarın büyük gün...

Evetttttt, büyük gün geldi çattı... Yarın taşınıyoruz inşallah... 1 aydır banka kredisiydi, tapu dairesiydi, parke, boya, mutfak dolapları, banyo problemleri, kartonpiyer vs vs... uğraştıktan sonra nihayet işler bitti ve taşınma vaktimiz geldi.. Tek eksiğimiz cumartesi gelecek olan iç kapılar ve henüz açılmayan doğalgaz... Onları da 1 hafta içinde tamamlayacağız ve ben işler bitince ilk iş bir çay koyup ocağa, yanına bir de portakallı kurabiye yapıp, toplayıp tüm aileyi kutlama yapıcam..

Tostosum bana sürpriz yaptı...

Geçen hafta Yağız ve canım kardeşim Figen bana sürpriz yaptılar, haberim yoktu, atlamış gelmişler bize.. Figen bana birsürü yardım etti ev işlerinde, Yağız ise gerçekten çok yaramazdı ama gideli 2 gün oldu yine özledim ben tombul sosisimi... Keşke daha yakın otursaydık onlarla, en azından aynı yakada...

21 Şubat 2007

İyi ki doğdun Aşkım...

Bugün O.nun doğum günü.. Ben sadece şükrediyorum Tanrım'a O.nu bana yazdığı için...

19 Şubat 2007

Ben tostosumu özledim...

Ben Yağız'ımı çok özledim... Telefonda bıcır bıcır konuşup duruyo, bi de bana teyzecim diyo ya içim eriyo resmen.. Üstelik bir kaç hafta daha göremeyeceğim onu çünkü taşınmamıza 9 gün var, işlerim çok... Güya aynı şehirde yaşıyoruz, ama tabi burası İstanbul.. Köprü geçmek demek hele de arabanızı yeni satmışsanız, en az günde 3 saatinizin yollarda heba olması demek.. Bir kez daha karar verdimki ben İstanbul'u hiç ama hiç sevmiyorum.. Herhangi bir sahil kasabasında yaşamayı tercih ederdim.. Tabi kalk git denebilir ama sevdiklerimden uzakta olduktan sonra onun da bir anlamı yokki..

Yani kısaca keyfim yok bugün, mızmızım iyice... Mazeretim var, asabiyim ben...

14 Şubat 2007

Herşey(im)




Herşey seninle güzel
Yolda yürümek bile.
Olmayacak düşlerin
Peşinden koşmak bile.
Herşey seninle güzel
Bu toprak, bu taş bile.
İçimdeki bu korku
Gözümdeki yaş bile...
Çiğdem Talu



13 Şubat 2007

Kiraz zamanı mı geldi yoksa ?

Dışarıda öyle parlak bir güneş ve öyle yumuşak bir hava varki bugün, doğal olarak bahar mı geliyor diye şüpheniyor insan.. Geçen sene bahar aylarında çektiğim bu fotoğrafı hatırladım biraz önce gözlerimi kırpıştıra kırpıştıra güneşe bakarken...

Hamsili Pilav yaptım ben..

Dün ev telaşından söylemeyi unuttum ama ben hafta sonunda bir azim bir gayret hamsili pilav yaptım.. İlk deneme için oldukça başarılıydı.. Gerçi soğan doğramayı unutmamış olsam ve kuş üzümü almak için markete gitmeyi göze alsam daha başarılı olabilirdi ama artık çok geç.. İnşallah birdahaki sefere...

12 Şubat 2007

EV_lendik...

Hiç aklıma gelmezdi, ama sonunda biz de banka kredisiyle ve eşten dosttan borç harç derken bir ev sahibi olduk.. Hala inanamıyorum... Allaha çok şükür...

Şimdi sırada evin içine yapılacak işler varki oldukça fazla.. Ama çok zevkli.. Parke rengi seç, boya rengine karar ver, mutfağını kendin çiz, banyoya dolap beğen, kapılar beyaz mı olsun renkli mi? Sorulan öyle çok soru ve cevap olabilecek öyle çok alternatif varki anlatamam.. Ama çok çok zevkli bir iş bu.. Allah herkese nasip eder inşallah böyle güzel telaşları...

Lütfen...

Allahım lütfen bize yardım et...

Hey gidi gençlik...

Biz eskiden takvimler 1 Ocak'ı gösterdiği günlerde Kınalıada'daki eve giderdik. Biz derken ben, kardeşim Figen ve şimdi Kanada'da yaşayan en yakın dostum Safiye..

Bütün gün soğuk evde yer içer, mangal yapar, geyik muhabbet eder, çok ama çok eğlenirdik. Akşamları dönüş yolunda ise bir seferinde Safiye'nin akıl edip de yanında getirdiği maytapları yakıp, sessiz sakin ada sokaklarını bir kış gecesi ısıtmayı dilemiştik.. Hatta akşam vapurla dönerken, müthiş bir lodosa yakalanmış, 40 dakikalı yolu 2 saatte alabilmiştik.. Hepimizin midesi öyle kötü olmuştuki, vapurun ikinci kaptanı, (ikinci kaptan olduğunu nerden anlamıştık bilmiyorum ama herhalde birincisi gemiyi idare ediyor diye düşünmüştük...) elinde kolonya şişesiyle yolcu salonuna inmiş, bizleri sakinleştirmeye çalışmıştı.. Kolları sırmalı lacivert ceket içindeki o 2. kaptanın o görüntüsü hala aklımdadır...